30 Kasım 2009 Pazartesi
Abre los ojos
29 Kasım 2009 Pazar
A Beautiful Mind
"Dersler ancak kafa bulandırır. Gerçek yaratıcılık ihtimalini yok eder."
John Nash'in hoca olarak girdiği bir derste ise "Şahsen, bu dersin sizin için zaman kaybı olduğunu düşünüyorum. Daha kötüsü benim için de öyle." demesi ve peşine sınıfın sıcak olma probleminin çözülmesiyle durumu her problemin birden fazla çözümü vardıra bağlaması....
Filmde ''Rekabet durumunda, kişisel hırslar ortak çıkarlara hizmet eder.'' şeklinde olan Adam Smith teorisinin yanlışlığını kendine kız arkadaş bulma çabası sayesinde kanıtlayarak tezini tamamlıyor, yani bilimi de faydasına kullandığını gösteriyor.
Anlamadığım evlenirlerken neden arabanın arkasına "alfa.beta+beta.alfa-->love" yazdılar?
"Onlar benim geçmişim,insan geçmişinden kaçamaz,hep onunla birlikte yaşar"
Yıllar önce izlediğim halde hala bebeğin küvette boğulması sahnesini hatırlamam (çoğu olayı unutmuşum)
Bir de filmde gazete ve dergilerdeki haberleri toplayıp oradan kendince şifreler çözmesi, Poe Gölgesi romanında ölümü çözmek için gazetelerdeki ilanları incelemelerini getirdi aklıma....
Aklıma takıldı neden matematik kullanırken hep aynı semboleri ( ksi, mü,epsilon, teta,fi....) kullanıyoruz?
Olayların nasıl gideceğini az çok hatırlayarak bir filmi izlemek güzel oluyormuş,bir de izleyen diğerleri bilmiyorsa :)
28 Kasım 2009 Cumartesi
Coraline
Confessions of a Shopaholic
19 Kasım 2009 Perşembe
86/86 Cumhuriyet Sergisi
Sergide 65 yaşın üzerinde olduğunu tahmin ettiğim bir amcayla biraz sohbet ettik, bana yanında taşıdığı fotokobi kağıtlardan 2 tane verdi üzerinde çeşitli sözlerin yazdığı... Bir tanesi Yavuz Sultan Selim'in "Biz gönülleri toplu bulundurmak için perişan oluyoruz" sözüydü, sonra bakar eklerim belki gene :)
9 Kasım 2009 Pazartesi
İlk yolculardan olmak...
8 Kasım 2009 Pazar
The Black Balloon
Ekşideki yorum kısa ve öz olmuş
"yer yer charlie'nin ve ailesinin içinde bulunduğu zor durumda ciddi anlamda kendinizi kötü hissettiğimiz ama çoğunlukla keyifli, dramla komediyi iyi harmanlamış, duygu sömürüsüne pek meyil etmemiş eli yüzü düzgün bir film"
Bundan önce Palermo Shooting adlı filmi izleyecektik teknik sorundan dolayı kaldı, izlediğim kadarıyla ilginç görünüyordu...
7 Kasım 2009 Cumartesi
The Proposal
6 Kasım 2009 Cuma
Public Enemies
5 Kasım 2009 Perşembe
Çeşitli
Baktım ki bloga yazı yazasım gelmiyor hiç, aklıma geleni facebook'ta iletilere ya da notlar bölümüne yazıyorum ya da bazen internetsizsem kağıda....
Şimdi bari fb ve ff 'den daha kalıcı olsun diye buraya toparlayayım ordakileri dedim...
23 Ekim'de Yılmaz Özdil'in yazısıyla Mümtaz'er Türköne 21 Ekim Akşam gazetesindeki röportajda "'Osmanlı gibi büyük düşünülmesini öneriyorum. Yani Apo'ya paşa rütbesi verilebilir. Osmanlı mantığıyla yaklaşırsanız, Bodrum Türkbükü'ne gönderilmesini öneriyorum'" dediğini öğrenmişim..!
24 Ekim günü 25 ve 26 Ekim'de doğan arkadaşlarımızın doğum günlerini kutlamışız, 25 Ekim'de "Mobile and Personal Communication Systems" dersinin projesi için öneri yazısı hazırlamışız... 27 Ekim kardeşimin doğumgünü için sabah uzaktan mesajla akşam da konuşarak kutlamışım, ne çok doğan var bu aralar :)
Sonra havaların 28-29 dereceye ulaştığı haftasonundan sonra havaların soğumasıyla beraber domuz gribi vakaları artmaya başladı, hatta hangi gündü hatırlamıyorum gazetenin çoğu domuz gribiyle dolu olup yeter artık dedirtti. Sonra bir yazı gördüm C vitamini ve sık sık el yıkamayla 5 yıldır grip olmuyorum diye, ne güzel dedim, yazının tamamı burda...
29 Ekim Cumhuriyetimizin kuruluş kutlamaları tüm Türkiye'de... Belki en yoğununun yaşandığı İstanbul'dayım, ama biraz da grip korkusundan olsa gerek evde camdan bando seslerini dinlemekle ve televizyondan izlemekle sınırlı kalıyor. Böyle olunca da bu sene o coşkuya pek kapılamıyorum, seneye fener alayına katılmak, bir ağızdan marşlar söylemek ve boğazdaki havai fişek gösterilerini izlemek üzere diyorum...
30 Ekim'de bu sene 20.si düzenlenen Efes Pilsen Blues Festival'e gidiyorum ilk kez, sırasıyla Ray Schinnery, Terry Evans and Band, Shemekia Copeland çıkıyor. Tek ilginç gelen insanların başta umursamaması ve konsere yemek yemeye gelmiş gibi dışardaki standlarda durup sandviçlerden yemeleriyle konsere geç teşrif etmeleriydi. Festivalse güzeldi ama inanılmaz, gene gitmeliyim, keşke bitmese duygularını getirmedi bana. Nedense çok umutlu gittiğim konserler genelde böyle oluyor, yanılmıyorsam üç yıl önce gittiğim Goran Bregoviç konseri de aynı hisleri vermişti... 31 Ekim'de de asıl günü 2 Kasım olan doğum gününü kutlamak üzere solistli, dansözlü bir fasıla gittik, baya eğlendik iyi ki doğum günlerini kutluyoruz dedirtti bu peşpeşe doğum günleri :).. Ayrıca 31 Ekim'in cadılar bayramı olması sebebiyle, o günden sonra değişik ülkelerden cadılar bayramı fotoğrafları (geçen seneki kadar yoğun olmasa da) albüm albüm paylaşıldı fb'ta...
Back to reality....
Şu günlerde en popüler konulardan biri de GDO yani Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar... Bu konuda yazılan Melih Aşık, Yılmaz Özdil yazıları... Gerçi bugünkü gazetelerde tarım bakanının açıklamaları çıkan yasanın halkı korumak için olduğu yönündeydi, göreceğiz...
Sanıyorum ki Türk milletine yılbaşı hediyesi olarak doğalgaza %70 zam yapılması düşünülmüş, o kadar olmasa da yeni zamları göreceğimizi hissedebiliyoruz kış gelirken...
Dün beğendiğim bazı yazılar da şöyle
Güneri Cıvaoğlu'ndan... Domuz gribine karşı “3 emir”
1- Catch it (Virüsü yakala) Hapşırırken ya da burun temizlerken, kâğıt peçete dar açılı kullanılacak ve hemen kapatılacak. Böylece virüs yakalanmış oluyor.
2-Beat it (Kâğıdı buruşturuyorsunuz ve virüsü yeniyorsunuz.)
3- Kill it (Çöp kutusuna atarak onu öldür.) Havlu değil, kâğıt mendil kullanmak çok önemli.
El yıkadıktan sonra da öyle.
Günü Burak Kut ile Britney Spears'ın geri dönüşünü simgeleyen klip'le bitirdik dün ben de yazıyı bitireyim öyle...