14 Haziran 2009 Pazar

Adalar

Haziran geldi mezuniyet kesinleşti madem İstanbul'da vakit geçireceğim diye bir adalar turlaması başladı....


Önce dayımla Heybeli'ye gidecekken bekleyen motor Kınalı-Burgaz yapacağından bir de onlara bakınıp gidelim dedik. Kınalı hep bina olunca beğenmedik ve inmedik, meğerse ada halkı fazla türkleşmediği için en az "bozulan" adalardan biriymiş. Sonra Burgaz'a gelince baktık yeşillik güzel, iki çay içip gelen vapurla Heybeli'ye geçtik... Heybeli'ye gidince yapılacak ilk iş iskelenin karşısındaki dondurmacıya uğramak, sonra da bisikletle bir ada turu yapılabilir. Bisiklet turunu tüm adayı turlayacak şekilde yapıyorsanız yokuş aşağı inerken dönen virajlara dikkat etmek gerek, şahsen ben 2006'da gittiğimde yuvarlanıp epey yaralanmıştım... Piknik alanı da güzel, karşında deniz ve adalar daha ne istersin piknikte...


Bu sene bölümdekilerle Büyükada'ya gittik, bisiklet kiralamayınca birazcık yorulduk piknik alanına gidene kadar, zaten yiyip içip, sahilde birer dondurma yiyip döndük. Yıllar yıllar önce teyzemle kiliseye çıkmıştık mum yakmıştık ama başka bir ayrıntı hatırlamıyorum, çok yorulmamın dışında :D


Bugün de EESTEC'çilerle Heybeli'ye gittik. İnternete yanlış tarifeleri koydukları için yarım saat Bostancı'da bekleyip tahmini varma süremden 50dk sonra tek başıma ulaştım adaya, hatta yarım saat de diğer motoru bekledim, ama nedense adada tek başıma bile olsa vakit geçirmeyi çok sevdiğimi b ay 2. kez adada bekleme yaparken anladım :). Neyse bu bekleme süremde öğrendiğime göre de iki tane "beach" varmış artık Heybeli'de, biri yeni açılmış ve rekabet yaratmak için yarı yarıya daha ucuzmuş :) Biz önceden ayarlandığı için eskisine gittik, deniz de öyle anlatıldığı gibi berbat değildi, idare ediyordu ve oldukça serin sulara sahipti...


Yakın zamanda tekrar Sedef adasına gidersem daha ayrıntılı olarak oradan da bahsederim...

Hiç yorum yok: