28 Mart 2011 Pazartesi

Zırhlı Kurt

Belki de dünyanın en kötü babaannesi sayılabilecek Kösem Sultan'ın torunu 4. Mehmet(Avcı Mehmet)'in yedi yaşında padişah olması, ve büyükleri tarafından çocuk yaşta nasıl ve ne ağır hükümler aldığını anlatan tiyatro oyunu 18 yılda yazılmış.


Tüm oyun, 2'si erkek 3 oyuncu tarafından oynanınca, en başta çocuk olan Mehmet'in sakallı olması, babasının da babaannesinden yaşlı görünmesi gibi garip görüntüler oluyor, bu da karakterleri yanlış yansıtıyor. Oyunculardan Aslı Öngören'in boğazlanıp öldüğü sahne ve İbrahim Gündoğan'ın Venedik taciri ve Avusturya elçisi rollerini oynadığı kısımlar çok başarılıydı.

İlk yarısı karakterle uyumsuz oyuncu görünüşlerine rağmen hikayenin gidişatı açısından güzelken, ikinci yarıda uzayan konu oyunu sıkıcı hale getiriyor... Gene de tarihi oyun görmek ve iyi oyunculuklar izlemek açısından güzeldi, bunlar için gidilebilir.

24 Mart 2011 Perşembe

You Will Meet a Tall Dark Stranger (2010)

 Woody Allen'ın yazıp yönettiği son filmde evli çiftlerin aldatma temelli ilişkileri karmaşık ve eğlenceli bir şekilde işliyor. Filmin başrolündeki genç evli çiftin evliliğinde sorunlar başlar; kadın iş yerindeki yüksek seviyede hayatı olan patronundan, adamsa karşı pencerede gitar çalan kırmızı giyen kadından etkilenmektedir. Çiftin evliliği parçalanırken, kadının anne-babası da boşanmaya karar verir. Annesi şarlatan bir büyücünün her dediğini yaparken, babası önce spora başlayıp solaryuma gitmeye, sonra genç ve harika fiziğe sahip davranışları uygunsuz bir kadınla yeniden evlenmeye karar verir.

Ben gene bir Woody Allen filmini çok beğendim. Ünlü oyuncularla dolu bu filmi, bir buçuk saat güzel vakit geçirmek isteyenlere tavsiye ederim :)

14 Mart 2011 Pazartesi

Kadın Hayattır Memattır Kadın

Osmanlı döneminde yaşamış, alanlarında ilklerden olan beş kadın sanatçının kısa hikayelerini anlatan tek perdelik ve bir saat süren, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi kapsamında hazırlanmış İstanbul Şehir Tiyatroları oyunu.

İlk kadın bestekârlarımızdan Leyla Saz(bir çok diziden tanındık yüzüyle Mahperi Mertoğlu), ilk kadın şairlerimizden Nigar Hanım(Şehnaz Bölen Taftalı), ilk kadın romancılarımızdan Fatma Aliye (Bizimkiler dizisindeki çekirdek ailenin kızı "Bilge"si Bensu Orhunöz), ilk kadın ressamlarımızdan Mihri Müşfik(Uçurtmayı vurmasınlar'da oynamış Rozet Hubeş) ve ilk kadın heykeltıraşlarımızdan Zerrin Bölükbaşı'nı canlandırarak izleyiciye tanıtan bu kısa oyun, tiyatrodan çok canlı belgesel izliyormuş hissi veriyor.

Gidip izlemenin pek bir anlamı olmayan, ancak kısa sürdüğü için izleyiciyi uyumaktan kurtaran pek uzun sahneleneceğini sanmadığım oyun..

9 Mart 2011 Çarşamba

Surname 2011

Surname, divan edebiyatında sünnet,düğün, şenlik gibi sevinçli olayları anlatan eserlere denirmiş, yazıldığı gibi okunuyor, sörneym değil yani... Burada ise eşi ölmüş yaşlı bir kadının, eşinin yazdığı notlarda kendisi için planladığı şenliğin anlatımını bulup, bu surnameyi okumaya başlamasıyla surnamenin canlandırımını gösteriliyor.

Yiğit Sertdemir'in yazıp yönettiği oyundaki Candan Seda Balaban'ın tasarımlarını yaptığı maske-kukla-kostümler tek kelimeyle mükemmeldi, hatta bana göre oyunun kendisinden(metinden) de ön plandaydı. İzlerken güldüren de çoğunlukla maskelerin mimikleri ile maskeli oyuncuların hareketleri oldu.

Bir de içinde aralarda İstanbulbaz diye bir ekip vardı ki, İstanbul'da her gün başa gelen trajikomik durumları canlandıran, çoğu kez salonu gülmekten koparttı.

Mutlaka izleyin, hatta bu çok gülüp çok eğlendiren hareketli oyunu arada bir izlemek de güzel olur..

The Fighter (2010)

Christian Bale'in adını duyunca, boksör hikayesi olmasına rağmen izlemeye karar verdiğim ve sonunda izlediğim filmi David O. Russell yönetmiş.Yönetmenin, ismini hatırlayıp kendini hatırlamadığım filmi Three Kings'teki başrol aktörlerinden Mark Wahlberg, burada başrolde ve o da Bale kadar iyi oynuyor.

Boksör Micky Ward'ın eskiden kendisi gibi boksör olan kardeşi Dicky'nin desteği ile profesyonel olmasını anlatan film, gerçek hikayeye dayanıyor. Bir yandan da Micky'nin menajerliğini yapan annesini, annesinin emirlerine itaat eden 7 kız kardeşini, pek sesi çıkmayan babasını ve hayatını düzene sokan sevgilisini (Julie and Julia'daki Amy Adams) izliyoruz

Christian Bale sonunda Oscar'ı alarak, sevenlerine umarım kilo alıp verme işine bir son verir diye düşündürüyor. Oynadığı filmlerdeki kiloları ve fotoğrafları için buraya buyrun, dikkat: min-max arası 30 kilo var!

Boksör hikayesi konuları ilgimi çekmese de, etkileyici, duygusal ve zaman zaman komik bu filmi tavsiye ederim, kendisi güzel filmmiş :)

6 Mart 2011 Pazar

Eyyvah Eyvah 2

Hüseyin'in Eyyvah Eyvah'ta başlayan hikayesi burada tam kaldığı yerden devam ediyor. Bu sefer komediden fazla duygusallık ağır basmış... Fahir Atakoğlu'nun yaptığı müzikler gene çok güzel.. Ben ilkini sevdiğim kadar sevmesem de, evde izlenip güzel vakit geçirten bir film.

3 Mart 2011 Perşembe

Bloguma Dokunma!

1 Mart'tan itibaren blogspot uzantılı kişisel web sitelerine erişim Türkiye içerisinde yasaklandı. Bu son sansürün sebebi, blogspot uzantılı bir sitede, yayın hakkı Digiturk'e sahip futbol maçlarının yayınlanması ve Digiturk'un şikayeti üstüne daha önceki YouTube yasağına sunulan gibi çözüm olarak o sitelerin değil tüm blogspot uzantılı sitelerin kapanması uygun görülmüş! Bu sebeple tepki olarak Digiturk üyeliklerini iptal ettirenler var. İnternetteki sansüre karşı daha önce İnternette Sansüre Karşı Ortak Platform kurulmuştu. Şimdi de blogumadokunma.tumblr.com sitesinden bu son sansüre tepki amacıyla aşağıdaki bildiri yayınlandı...


Bir ülkenin internet deneyimi ve tarihinin sansürlerle anılması çok trajikomik bir durumdur. İnternetin özü olan birey haklarının ve bireysel özgürlüklerin kısıtlanması, sosyal medya dünyasının özüne tamamen aykırıdır.


Bizler; Türkiye’nin dört bir yanından profesyonel veya amatör olarak blog tutanlar, internette günlük yaşantılarını ve birikimlerini ve deneyimlerini diğer insanlarla paylaşma hevesiyle tutuşan herkes, gelişmeleri endişe içinde izlemekteyiz.
5846’nci no’lu kanunun esnekliğinden mütevellit, 1 Mart 2011 günü, Google’a ait olan ücretsiz blog servisi Blogspot, Digiturk grubunun açmış olduğu dava sebebiyle erişime kapatılmıştır. Süper Toto Süper Lig’in yayın haklarının sahibi olan Digiturk bu davada, korsan olarak LigTV yayını yapan kişilere karşı kendi haklarını savunmak amacıyla hukuki süreç başlatmıştır. Ancak ilgili kanun gereği yasaklamaların, sitelerin adresleri ve alt-domainleri üzerinden değil; IP adresleri üzerinden yapılması sebebiyle Blogspot’a ait birçok ilişkili IP aralığı erişime kapatılmıştır. Böylelikle de binlerce blogger’ın kişisel sitesi sansür kurbanı olmuştur. Bazı bloglara bazı anlarda girilmesinin sebebi ise aynı IP üzerinde birçok blogun yer alması ve aslında her IP’nin yasaklanmamış olmasıdır.
İlgili kanunun esnekliğini ve nelere yol açtığını geçmişte birçok kez görmüşken, devlet sansüründen dolayı binlerce site yasaklanıyorken, Digiturk ve Google’dan daha duyarlı davranmalarını beklemek tüm blogger’ların hakkıdır. YouTube’daki korsan maç yayınlarını kaldırmak için yapılan özel yetki anlaşmasının bir benzerinin de Blogspot için yapılması ihtimal dışı değildir. Bugüne dek Digiturk ve Google bu konuda masaya niçin oturmamışlardır? Google kendi kullanıcılarının hakkını neden savunmamaktadır? Digiturk böyle bir topyekün sansürün yaşanacağını bile bile neden hâlâ, tek amaçları düşüncelerini diğer insanlarla paylaşmak olan bloggerları mağdur etmektedir? Öte yandan, Türkiye Cumhuriyeti’nin yasa koyucuları, vatandaşlarının ifade özgürlüğü hakkının gasp edilmesine neden hâlâ göz yummaktadır?
Kaldı ki bu korsan yayınları yapan kişiler, teknik bilgileri yüksek olduğundan bu yasaktan etkilenmemektedir. Tam tersine bu sansür, tek amacı blog tutmak olan internet kullanıcılarını etkilemektedir.
Digiturk, Google ve Türkiye Cumhuriyeti devletini artık bu sansür ayıbına karşı duyarlı olmaya, tüm sansür karşıtı internet kullanıcılarını bu harekete katılmaya ve tüm basın mensuplarını ifade özgürlüğüne destek vermeye davet ediyoruz.
Tüm Blogger’lar adına,
Bloguma Dokunma

Kaynak: http://blogumadokunma.tumblr.com/post/3590599405/bildiri

Bu son olaylar nedir bilmeyip soranları bilgilendireyim istedim. Haberleşme haklarının özgür olduğu günler görmek umuduyla....