Ne zamandır karasineklerin nasıl ölümsüz olduğunu yazacaktım, üstüne sineklikle vursan bile bir süre sonra kanatını bacağını toparlayıp kalıyorlardı, yazamadım. Cumayı cumartesiye bağlayan gece izlediğim ilginç mizah anlayışlı Bulgar filmi Zift'i ve imdb'de nasıl o kadar yüksek not aldığını anlamadığım amatör çekim gibi duran Rachel Getting Married'i de bir türlü yazamadım.
Zaten bunlar önemsiz eften püften konular ama gerçeklerin bunaltıcılığı da ayrı mesele, gündem hep üzücü hep can sıkıcı gelecekten umudu yitirmeye yönelik gidiyor. Yazının buraya bağlanma sebebi de 5dk'lık yürüme mesafesine yağmur var diye arabayla gidip iki kızıyla sele kapılıp birini kaybeden annenin öyküsü. Diğer tarafta yağmurdan korunmak için minibüse binip sel sularında boğulan kadınlar ve peşpeşe çıkan diğer ölüm haberleri... Her şey iyi giderken birden hayatın tepetaklak olması ya da ardı sıra gelen felaketler. İhmalkarlıklar, doğanın intikamını alması ve suçun doğaya atılmasıyla gelmeyen istifalar....
Neyse pazar akşamları olan geniş aile dizisi biraz kafa dağıtmaya mutlu olmaya yardımcı oluyor, iyi seyirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder