Konusunu ve filmde olacakları az çok bilerek izlenen klasik romantik komedilerden farkı anlatış tarzı: Artık sık karşılaşılan bir ileri bir geri gitmenin yanına, sonlara doğru bir de Beklenenler ve Gerçek şeklinde ikili video koymuş Marc Webb adlı yönetmenimiz, güzel olmuş. Film müzikleriyle eğlenceliydi, bir de video ekleyeyim dedim bu sefer :
****Buradan sonrası filmle ilgili bilgi içerir****“Bu, genç adamın genç kızla tanışma hikâyesidir. Esas oğlan; Margate, New Jersey'li Tom Hansen. Doğru insanı bulacağı güne kadar asla gerçek mutluluğa ulaşamayacağına inanarak büyüdü. Bu düşüncesi, küçüklük çağlarında dinlediği hüzünlü İngiliz pop şarkılarından ve The Graduate filmini tamamen yanlış yorumlamasından kaynaklanıyordu.
Esas kız; Shinnecock, Michigan'lı Summer Finn. Aynı fikirde değildi. Ailesinin evliliği parçalandıktan sonra sadece iki şeyi sever olmuştu. İlki uzun siyah saçlarıydı. İkincisi ise, onları kılı bile kıpırdamadan kesmesi ve hiçbir şey hissetmemesiydi.
Tom, Summer'la 8 Ocak'ta tanıştı. Neredeyse daha o anda, aradığı kişinin o olduğunu anlamıştı. Bu, genç adamın genç kızla tanışma hikâyesidir. Ama şunu bilmelisiniz ki bu bir aşk hikâyesi değil.”
Film böyle bir açıklamayla başlıyor, yani olacakları az çok tahmin edebiliyoruz izleyemeye başlamadan... Kız birinin kız arkadaşı olmak istemiyor, esas oğlanla sadece arkadaş olmayı bıraktıkları halde ilişkilerini arkadaş olarak tanımlıyor, bunu da
"İstemiyorum da ondan.Bir kadının özgür ve bağımsız olmak istemesine inanmıyor musun? Birinin kız arkadaşı olma fikri beni huzursuz ediyor. Aslında birinin bir şeyi olma fikri genel olarak huzursuz ediyor. Ben kendi başıma olmayı seviyorum. İlişkiler çok karışık ve insanların duyguları incinebiliyor. Genciz. Dünyadaki en güzel şehirlerden birinde yaşıyoruz. Daha zamanımız varken eğlenebildiğimiz kadar eğlenelim ve ciddi meseleleri de sonraya saklayalım derim."
sözleriyle açıklıyor. Aslında böyle düşünme sebebi ailesinin yeni boşanmış olması. Ancak, sonunda ne oluyor bizim oğlandan ayrıldıktan sonra birden evleniyor. Bir nevi bizim oğlanı anne-babasının ayrılmasının getirdiği psikolojik travmayı atlatmak için kullanmış oluyor. Evet, ben böyle düşünüyorum; ama buna rağmen izlerken iki karaktere de asla sinir olmuyorsun her şey normal ve olması gerektiği gibi oluyor çünkü. Zaten kız da ilişkilerinin yürümeme sebebini "Hep olan şey. Hayat işte." diye açıklıyor.
"Yılın birçok günü aleladedir.Başlar ve biter. Hakkında hiçbir şey hatırlanmaz. Birçok günün, hayatın akışına bir etkisi yoktur."
Bazılarının da çoktur hayat işte; kız evleniyor ve çocuk eski işinin saçmalık olduğuna karar verip mesleği olan mimarlık için iş görüşmesine gidiyor vee orda Autumn ile tanışıyor.
Şimdi gelsin 500 Days of Autumn...
****Buradan öncesi filmle ilgili bilgi içerir****
Bir de Tom'un en fazla bu resimdeki kız kardeşinin sadece 20 saniyen var anlat çözeyim derdini havası da çok hoştu :)
****Buradan sonrası filmle ilgili bilgi içerir****“Bu, genç adamın genç kızla tanışma hikâyesidir. Esas oğlan; Margate, New Jersey'li Tom Hansen. Doğru insanı bulacağı güne kadar asla gerçek mutluluğa ulaşamayacağına inanarak büyüdü. Bu düşüncesi, küçüklük çağlarında dinlediği hüzünlü İngiliz pop şarkılarından ve The Graduate filmini tamamen yanlış yorumlamasından kaynaklanıyordu.
Esas kız; Shinnecock, Michigan'lı Summer Finn. Aynı fikirde değildi. Ailesinin evliliği parçalandıktan sonra sadece iki şeyi sever olmuştu. İlki uzun siyah saçlarıydı. İkincisi ise, onları kılı bile kıpırdamadan kesmesi ve hiçbir şey hissetmemesiydi.
Tom, Summer'la 8 Ocak'ta tanıştı. Neredeyse daha o anda, aradığı kişinin o olduğunu anlamıştı. Bu, genç adamın genç kızla tanışma hikâyesidir. Ama şunu bilmelisiniz ki bu bir aşk hikâyesi değil.”
Film böyle bir açıklamayla başlıyor, yani olacakları az çok tahmin edebiliyoruz izleyemeye başlamadan... Kız birinin kız arkadaşı olmak istemiyor, esas oğlanla sadece arkadaş olmayı bıraktıkları halde ilişkilerini arkadaş olarak tanımlıyor, bunu da
"İstemiyorum da ondan.Bir kadının özgür ve bağımsız olmak istemesine inanmıyor musun? Birinin kız arkadaşı olma fikri beni huzursuz ediyor. Aslında birinin bir şeyi olma fikri genel olarak huzursuz ediyor. Ben kendi başıma olmayı seviyorum. İlişkiler çok karışık ve insanların duyguları incinebiliyor. Genciz. Dünyadaki en güzel şehirlerden birinde yaşıyoruz. Daha zamanımız varken eğlenebildiğimiz kadar eğlenelim ve ciddi meseleleri de sonraya saklayalım derim."
sözleriyle açıklıyor. Aslında böyle düşünme sebebi ailesinin yeni boşanmış olması. Ancak, sonunda ne oluyor bizim oğlandan ayrıldıktan sonra birden evleniyor. Bir nevi bizim oğlanı anne-babasının ayrılmasının getirdiği psikolojik travmayı atlatmak için kullanmış oluyor. Evet, ben böyle düşünüyorum; ama buna rağmen izlerken iki karaktere de asla sinir olmuyorsun her şey normal ve olması gerektiği gibi oluyor çünkü. Zaten kız da ilişkilerinin yürümeme sebebini "Hep olan şey. Hayat işte." diye açıklıyor.
"Yılın birçok günü aleladedir.Başlar ve biter. Hakkında hiçbir şey hatırlanmaz. Birçok günün, hayatın akışına bir etkisi yoktur."
Bazılarının da çoktur hayat işte; kız evleniyor ve çocuk eski işinin saçmalık olduğuna karar verip mesleği olan mimarlık için iş görüşmesine gidiyor vee orda Autumn ile tanışıyor.
Şimdi gelsin 500 Days of Autumn...
****Buradan öncesi filmle ilgili bilgi içerir****
Bir de Tom'un en fazla bu resimdeki kız kardeşinin sadece 20 saniyen var anlat çözeyim derdini havası da çok hoştu :)
2 yorum:
Expectation vs Reality
Nasıldı ?
:)
Nasıldı derken? Güzeldi :)
Yorum Gönder