16 Nisan 2009 Perşembe

Takip

Dün tüm gün kampüste, çoğunlukla da açık alanda geçen günden sonra uykumu almama rağmen bir yorgunluk vardı üstümde, dedim metrobüsle gideyim, çünkü önceki birkaç kere yaşadığım yolculuklarda metrobüs yolcularının mutlu, yolculuğun sakin ve arabanın klimasının da etkisiyle serin geçtiğini tecrübe etmiştim. Zincirlikuyu'da Avcılar durağına yakın yerde arabadan indim, Söğütlüçeşme'ye yürürken bir araba yavaşladı, durdu ve baktı başta arabalı sapıklardan sandım biraz yan gözle bakıp yoluma devam ettim; biraz daha ilerledim tam merdivenlerden inicem araba geldi ve gene durdu baktım belki tanıdıktır diye, yok yüzü hiç tanıdık da gelmedi, uzun saçlı sakallı gözlüklü bir tip gene de çok dikkatli bakmadım ama tanıdık olsa seslenir dedim indim merdivenlerden metrobüse. tam indim bekliyorum araba bu sefer de yoldan aşağı inmiş metrobüslerin yoluna yapışmış duruyor, ama yok yani hiç tanıdık değil ama durum ne gene anlamadım. Sonra gelen metrobüse bindim bir taraftan da neden almadım plakayı diyordum ki, köprüye geldik bizim yanımızdan gişelerden geçmesin mi işte orada aldım bu gri arabanın plakasını, zaten çok sinirlenmiştim o anda internetim olsa kesin plakayı buraya yazmıştım ama sonra dedim ki plakayı yazarsam asıl o beni bulur deli miyim ben google'a yazacak benim bloga gelecek :) Neyse köprüyü geçince metrobüs yolu da ayrılınca takipçiden kurtuldum ve hata unuttum ama elimde plakası var hatta o anda önce anneme mesaj attım plakayı ne olur ne olmaz başıma bir iş gelir diye, birazcık paranoyaklık mevcut ama sakin olanından :D Mutlu huzurlu metrobüste böyle değişik bir anım oldu, İstanbul'da toplu taşıma ne romanlar çıkar yazabilene...

1 yorum:

gulnihal kalfa dedi ki...

Bahardır o yorgunluk diyeyim sana. Aynı dertten şu sıra herkes müzdarip :) Magnolia yı izledin mi izlemediysen izle mutlaka ama bol vaktinin olduğu birgün izle çünkü 3 saat sürüyor ama izle mutlaka :) izle bak izlemediysen çok güzeldi :) :P