Nihayet Toy Story 3'ü üç boyutlu olarak ve orjinal seslendirmesiyle izledim. Azıcık sinemada ve o azıcık sinemanın da azıcık seansında orjinal dublaj ve türkçe altyazıyla izlenebiliyor olmasına rağmen salon kalabalık değildi. Önemsiz bir detay ama Kozyatağı Wings Cinecity Trio'da izledim ve arkamda Zeki Alasya ve eşi vardı :). Film mükemmel, bir sürü şeyi bir arada barındırıyor: komik, eğlenceli, duygusal, maceralı. Sadece üç boyutlu izlemeye çok gerek olmadığını ve 3D izleyeceğim diye burnu ağrıtmaya gerek olmadığı düşünüyorum.
Eski Toy Story'leri izledim mi hatırlamıyorum-oyununu oynamıştım :)-, ama öncekileri izlemiş olmak gerekmiyor. İzleyenlerin filme daha da bayılacağına eminim. Serinin üçüncü filminde Andy artık büyümüş ve oyuncaklarıyla oynamayı bırakmıştır. Ayrıca üniversiteye gideceğinden odasını boşaltması gerekmekte ve bu oyuncaklarına ne yapacağına karar vermesi anlamına gelmektedir. Oyuncaklara veda şeklinde olan filmin devamı olmayacağını duydum, umarım bu bir son değildir.
Karakterlerin tipleri, mimikleri, esprileri acaip eğlenceliydi; bir de gündüz seansında çocuklarla izlenirse -etrafta kıkırdayan miniklerle- daha da güldürücü olabilir, tabii seslendirme rahatsız etmeyecekse. Benim favorim utangaç sevimli küçük kız Molly idi. En güldüğüm de Mr. Tortilla Head. Seslendirmelerde Beren Saat ve Kıvanç Tatlıtuğ kullanarak Barbie ve Ken'i sanki film onların çevresinde dönüyormuş gibi göstermeleri ise oldukça saçma, ama videolarda gördüğüm kadarıyla Beren Saat'e Barbie'lik çok yakışmış, hatta orjinal izlerken bile Beren Saat'i görüyorum gibi oldu.
Ancak filmin daha ilk yarısında oyuncaklarım çatı katında kimse onlarla oynamadan yıllardır duruyor, dura dura eskiyor, diye düşünmeden edemedim; ama onlara Molly'nin baktığı gibi güzel bakacak ve oynayacak birini bulmak da zor.
Gelecekte 3 boyutlu olarak vizyona gelecek Rapunzel ve Megamind animasyon filmleri de izlenesi...
Eski Toy Story'leri izledim mi hatırlamıyorum-oyununu oynamıştım :)-, ama öncekileri izlemiş olmak gerekmiyor. İzleyenlerin filme daha da bayılacağına eminim. Serinin üçüncü filminde Andy artık büyümüş ve oyuncaklarıyla oynamayı bırakmıştır. Ayrıca üniversiteye gideceğinden odasını boşaltması gerekmekte ve bu oyuncaklarına ne yapacağına karar vermesi anlamına gelmektedir. Oyuncaklara veda şeklinde olan filmin devamı olmayacağını duydum, umarım bu bir son değildir.
Karakterlerin tipleri, mimikleri, esprileri acaip eğlenceliydi; bir de gündüz seansında çocuklarla izlenirse -etrafta kıkırdayan miniklerle- daha da güldürücü olabilir, tabii seslendirme rahatsız etmeyecekse. Benim favorim utangaç sevimli küçük kız Molly idi. En güldüğüm de Mr. Tortilla Head. Seslendirmelerde Beren Saat ve Kıvanç Tatlıtuğ kullanarak Barbie ve Ken'i sanki film onların çevresinde dönüyormuş gibi göstermeleri ise oldukça saçma, ama videolarda gördüğüm kadarıyla Beren Saat'e Barbie'lik çok yakışmış, hatta orjinal izlerken bile Beren Saat'i görüyorum gibi oldu.
Ancak filmin daha ilk yarısında oyuncaklarım çatı katında kimse onlarla oynamadan yıllardır duruyor, dura dura eskiyor, diye düşünmeden edemedim; ama onlara Molly'nin baktığı gibi güzel bakacak ve oynayacak birini bulmak da zor.
Gelecekte 3 boyutlu olarak vizyona gelecek Rapunzel ve Megamind animasyon filmleri de izlenesi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder