7 Mart 2009 Cumartesi

Okula giderken

Bu hafta okula hep gitmem gerekenden 1 saat geç gittim, bazen bilerek bazen uyanamayarak da olsa.. Böylece okula gittiğim üç gün sabah 10a 20 kala civarı evden çıktım, 30-35 dk'da 4leventte olup ortalama 45-50 dk'da okuldaydım(istanbul için süper). Bu saatte karşıya geçmek acaip rahat oluyor, 4 levent ayrımına gelene kadar trafik sıfır, sonra anadoluda bindiğim otobüste oturmak için boş yerler var kısacası kaza olmadığı takdirde sorunsuz yolculuk...

Cuma da böyle mutlu mutlu otobüste ilk gördüğüm yere oturup sonra orayı beğenmeyip başka yere geçtim, bir kaç durak sonraydı sanırım bir kadın iki çocuğuyla 4-6 yaşlarında gibi otobüse bindi, karşıma oturdular. Anne önce çocukları soyundurdu bere atkı eldiven mont böylece epey hafifleyen çocukların biri bir kucağa diğeri de diğerine oturup bana eziyetli görünse de mutlu yolculuklarına başladılar. Böyle maddi durum sınırlı olup da çocuk sahibi olunca çocuklarınla otobüse bin, uyuyunca kucağında taşı hele bir de ikizse iki çocuk birden ne zor dedim tekrardan....

Anne ve çocukları karşımda mutlu mutlu giderken gereksiz mutsuzluk örneği de tam yan koltuktaydı. Yüzüne fondoten boşaltma yoluyla kararmış bir kızcağız elinde valizi annesine gidiyor, telefondaki aşkına(sürekli "aşkııığm"dediğinden böyle deme gereği duydum) bir gece önce internet ortamında onu rahatsız eden birinden bahsediyor. Diyor ki uyutmadı beni sürekli saçmalayıp durdu, (e kara kızım kapat interneti yat uyu sanki kapını çalmış içeri girmiş bir misafirden bahsediyorsun). Konuda arayan erkek ile bu kızın bir kız arkadaşlarının ilişkisi, bu arada ayrıntıları unutmuşum hem zaten dikkatimi versem kendimi toparlayamazdım heralde çünkü kızın ifadeleri dünyanın sonu gelmiş gibiydi. Beyni sulanmış insan modeli... Gereksiz insanlara-gereksiz konulara haddinden fazla değer vermek... İnterneti kapatamamak... Bu kızcağızın sorunları...

Neyse ben gene eğlendim, gerçi kitap okurken biraz dikkatim dağılmış oldu ama olsun oturarak rahat bir yolculuk için şükür.

Hiç yorum yok: