8 Mart 2009 Pazar

Pazar

Bu hafta hem perşembe Küçükyalı'da hem de cumartesi Beşiktaş'ta pazara gittim... Pazarcı mutsuz... Perşembe pazarına akşam saatlerinde uğrayıp bir dolaştım tam çıkarken saatçi tezgahı ve saatçi dikkatimi çekti, belki de adamın mutsuz halinden. Tezgaha yaklaştığımda doğru dürüst satış yok dedi saatçi amca sana indirim de yaparım, ve böylece öylesine durduğum tezgah onun mutsuz hali nedeniyle bana saat aldırıyor hiç niyetim olmadığı halde, dilenciye para vermiyorum ama bazen sokakta bir şey satan birinden alışveriş yapmam gerektiğini hissediyorum... Cumartesi pazarı ise öğlen saatlerinde başlayan yağmur nedeniyle öğleden sonra 3-3buçuk civarı tezgahları toplattı, bazıları gene zarar ettik diye umutsuz&mutsuz bazıları nerde eski karlı günler diye hüzünlü... Pazarda komik durumlar da dikkatimi çekti her kötü durumda olduğu gibi, pazarın üstü branda ve kalın muşambalarla örtülüydü ancak yer yer üstü yağmur dolan muşambaların suları komple dökülüyordu. Pazara girdikten kısa süre sonra tam ben güvenli yere geçtikten sonra pazar girişinde bir kaç kadının üstüne döküldüğünü gördüm birikmiş yağmur sularının, bu nedenle de pazarda gezerken önce önüme sonra tepeye bakıyordum, bu nedenle pazarcıların aman ıslanma gel bizim tezgaha laflarına maruz kaldım, zaten pazarcılar müşteri çekmek için bu tarz güncel duruma uygun sloganlar kullanırlar. (gerçi önceden mutlu bağırırlardı bu aralar mutsuz) Özellikle bir ara televizyonlara çıkan çorapçı gibi, onunkileri unuttum tekrar duyunca buraya eklerim artık :)

Son zamanlara yazasım gelmiyor filmlerle ilgili biraz yazı ve sağdan soldan topladıklarımı koyarak buraya yazmaya başladığımı farkettim, hatta bazen yazarken de sıkılıyorum, fotoğraf eklemek zevkli geliyor... Sanırım yazabilmem için sınav döneminde olmam gerekli ya da çok sıkıntılı, neyse gene sıkıldım işte... Buraya kadar tamamen ya da atlayarak da olsa okunabildiyse ne mutlu bana...

Hiç yorum yok: